Sanal Dunya Forum'a hoşgeldiniz!

Forumumuzdan Tam Olarak Yararlanabilmek İçin Lütfen Üye Olun Sadece 10 Saniyenizi Ayırarak Forumumuza Üye Olabilirsiniz...

Eğer mevcut bir üyeliğiniz varsa lütfen alttaki "Üye Girişi" bağlantısına tıklayın. Üye değilseniz Sanal Türk Forum'u kullamaya hemen başlamak için lütfen aşağıdaki Kayıt Ol Butonuna Tıklayın üyelik formunu doldurun ve "Gönder" tuşuna basın.
Sanal Dunya Forum'a hoşgeldiniz!

Forumumuzdan Tam Olarak Yararlanabilmek İçin Lütfen Üye Olun Sadece 10 Saniyenizi Ayırarak Forumumuza Üye Olabilirsiniz...

Eğer mevcut bir üyeliğiniz varsa lütfen alttaki "Üye Girişi" bağlantısına tıklayın. Üye değilseniz Sanal Türk Forum'u kullamaya hemen başlamak için lütfen aşağıdaki Kayıt Ol Butonuna Tıklayın üyelik formunu doldurun ve "Gönder" tuşuna basın.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
SD PortalAnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Gazneliler

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin
Admin


Erkek
Başak Mesaj Sayısı : 416
Yaş : 33
Nerden : Rize
İş/Hobiler : öğrenci
Lakap : SanalKral
Rep Puanı : 0
Rep Gücü : 56443
Kayıt tarihi : 22/02/09

Gazneliler Empty
MesajKonu: Gazneliler   Gazneliler I_icon_minitimeSalı Mart 17, 2009 4:50 pm

GAZNELİLER
963-1186/7

• Türkler, MÖ. II. yy’den itibaren Afganistan’da devletler kurmuşlardır. Bu Türk devletlerinden biri olan Gazneliler, isimlerini başkentleri olan Gazne şehrinden almışlar; ancak tarihi kaynaklarda Yeminiler ve Sebüktiginiler olarak da zikredilmişlerdir.
• Samani Devleti’nin (819-1005) en parlak devrinde büyük sayıda Türk grupları Maveraünnehir yoluyla İslam dünyasına getirilmekteydi. Bunların büyük kısmı Abbasi halifeleri ve eyaletlerdeki Arap ve İranlı valilerin hizmetinde asker veya muhafız kuvveti olarak hizmet görmekteydiler.
• Bu sırada İran’daki iki büyük devlet, Büveyhiler ve Samaniler mahalli kuvvetlere ilave olarak ordularında Türk askerlerini kullanmaya başladılar. Nitekim 912 yılından itibaren Samani Devleti’nin valileri ve kumandanları arasında Türk isimlerine de rastlanmaya başlanır.
• Bu Türkler artık İslam dünyasında askeri lider ve vali olarak seçkin bir sınıf teşkil ediyorlardı. Merkezi hükümetin otoritesi zayıfladığı anda, bu Türk komutanlar devlet içinde yarı bağımsız bir şekilde hüküm sürüyorlardı.
• Nitekim Gazneliler de, Samani Devleti’nin isyanlar içindeki atmosferinden yararlanarak ortaya çıkan Türk devletlerinden birisidir.
• Samani Devleti’nin Horasan orduları kumandanı Alptegin, 961’de kendi adayını tahta oturtmak istemiş; ancak Başarsız olunca, beraberindeki kuvvetlerle Afganistan’daki Gazne şehrine çekilmeye mecbur olmuş ve mahalli bir hanedan olan Levikleri uzaklaştırarak bu şehre hâkim olmuştur(963). Böylece Gazneliler Devleti’nin temeli atılmış oldu.
• Levik hanedanı Gazne’den kolay kolay vazgeçmemiş, Alptegin(öl: 963)’e halef olan oğlu Ebu İshak İbrahim zamanında(963-966) burayı yeniden ele geçirmişti. Ebu İshak, Samani Emiri’nin yardımıyla Gazne’ye tekrar hâkim oldu. Böylece Samaniler de bu bölge üzerinde ismen de olsa hâkimiyet kurdular.
• Ebu İshak’ın oğlu olmadığından ölümünden sonra yerine Türk kumandanlar geçmiştir. Bunlardan ilki olan Bilge Tegin Gerdiz Kalesi’ni kuşattığı sıradan ölmüştü(974-5).
• Yerine geçen Böri Tegin(veya Piri Tegin), kabiliyetsizliği sebebiyle Türkler tarafından görevinden uzaklaştırılmış, yerine Alptegin’in en çok güvendiği taraftarlarından biri olan Sebüktegin getirilmişti(977).
• Sebüktegin’in başa geçmesiyle Gazneliler Devleti, hükümdarlığın babadan oğla geçtiği bir hanedanın idaresi altına girmiş oldu.
• Sebüktegin, oğlu Mahmud’a bıraktığı Pend-name’sine göre, şimdi Kırgızistan sınırları içinde bulunan Isık-göl sahilindeki Barshan bölgesinde doğmuştur ve muhtemelen Karluk Türklerine bağlı boylardan birine mensuptur.
• Sebüktegin, görünüşte Samaniler’in bir valisi olarak hareket etmesine rağmen, bağımsız Gazneliler Devleti’nin temeli kuvvetli bir şekilde onun zamanında atılmıştı.
• Çok geçmeden Türklerin gücü Gazne’den doğu Afganistan’daki Zabulistan bölgesine yayıldı. Sebüktegin, Zabulistan’daki asillerden birinin kızı ile evlenerek mahalli duyguları kendi tarafına çekmeye çalıştı.
• Sebüktegin, devletin devamlılığını emniyet altına almanın en iyi yolunun dinamik bir genişleme siyaseti izlemek olduğunu görmüş ve iktidara geçtikten sonra rakip Türk gulam grupların bulunduğu Büst şehrini ele geçirmişti.
• Aynı zamanda kuzeydoğu Belucistan’daki Kusdar bölgesini Gazne topraklarına ilave etti. O, hâkimiyetini Toharistan ve Zemindaver’e kadar genişletmiş ve şimdi gözlerini Hindistan’a çevirmişti.
• X. yy’de Lamğan ve Kabil’e kadar aşağı Kabil vadisi kudretli Vayhand Hinduşâhi hükümdarlarının hâkimiyeti altında idi. Takriben 986-7’de bu bölgedeki çetin savaşlardan sonra Hinduşâhi Râcâsı mağlup edildi ve Sebüktegin, Kabil nehri boyunca Peşaver’e kadar ilerlemeyi ve burada islamiyetin tohumlarını ekmeyi başardı.
• Sebüktegin’in bundan sonra Samaniler’in iç siyasetinde önemli rol oynamaya başladığını görüyoruz. Türk kumandanlarından Ebu Ali Simcuri ve Faik ittifakına karşı, Samani emiri Nuh b. Mansur, Sebüktegin’i yardıma çağırmıştı(994). Sebüktegin ve oğlu Mahmud Horasan’a gelerek bu isyancıları mağlup ettiler(995). Bunun üzerine Samani emiri onlara unvanlar ve ayrıca Mahmud’a da Horasan orduları kumandanlığını verdi.
• Sebüktegin, Gazneli Devleti’nin temellerini sağlam bir şekilde attıktan sonra 997’de öldü.
• Sebüktegin daha hayatta iken küçük oğlu İsmail’in tahta çıkmasını kararlaştırmıştı. Ancak yetenekli ve kudretli bir şahsiyete sahip olan büyük oğlu Mahmud bu karara karşı çıkarak İsmail’i mağlup etmiş ve Gazneliler tahtını ele geçirmişti(998).
• Mahmud daha sonra Samani Devleti’nin içişlerine karıştı, ayrıca Samaniler tarafından tanınmayan Bağdad Abbasi halifesi el-Kadir Billâh adına hutbe okuttu. Halife ona “Yemin ed-Devlet ve emin el-Mille” lâkabını verdi.
• Diğer taraftan artık Samani Devleti yıkılmak üzere idi. Nitekim Karahanlılar 999’da bu devlete son verdiler. Her ne kadar İsmail el-Muntasır (öl: 1005) Samani hanedanını diriltmeye çalıştıysa da, Gazneliler ve Karahanlılar bu devletin topraklarını paylaştılar.
• Mahmud Horasan’da iktidarını sağlamlaştırdıktan sonra, Samani Devleti’nin hudut bölgelerini, yani Sistân, Cüzcân, Çagâniyân, Huttal ve Hârezm’i kendi kontrolü altına aldı.
• Mahmud daha sonra bu zamana kadar putperest bir bölge olan merkezî Afganistan’daki Gûr’u kontrol altına almaya çalıştı. Buraya birincisi 1011’de, ikicisi 1020’de iki sefer tertiplendi ve bazı mahalli reisler itaat altına alındı. İslam dininin esaslarını öğretmek için bölgeye hocalar bırakıldı. Fakat Gûr, Gazneliler tarafından asla tam olarak itaat altına alınamamış ve İslam’ın bu bölgede yayılması ağır bir seyir takip etmişti.
• Sultan Mahmud Samani Devleti topraklarının büyük kısmı üzerinde hâkimiyetini kabul ettirdikten sonra, Hindistan’ı istilaya ve burada İslam’ı yaymaya teşebbüs etti. Yeni ve gelişmekte olan başkent Gazne’nin kuzey Hindistan ovalarına hâkim yüksek bir yaylanın tepesinde bulunması bu seferlerin yapılmasında büyük kolaylık sağlıyordu.
• Mahmud Hindistan’a 17 sefer yaptı, bu seferler onun saltanat devrinin büyük kısmını doldurmuştur. Bu seferlerin en önemlisi 1025-6’daki Somnât seferi idi. Bu sefer sonunda kazandığı zaferin yankıları süratle bütün İslam dünyasına yayıldı ve Sultan Mahmud’un Sünni İslam dünyasının kahramanı olmasına yardım etti. Abbasi halifesi tarafından kendisine “Sultan” ve ailesine yeni şeref lakapları gönderildi.
• Sultan Mahmud zaman zaman Karahanlılar Devleti ile de savaşmış(1006, 1008, 1020) ve onlara üstünlüğünü kabul ettirmiştir.
• Hayatının son yıllarında ise Türkmenlerin Amu-Derya(Ceyhun)’yı geçerek Horasan’a yerleşmelerine izin vermiş; fakat daha sonra Türkmenlerin bu bölgedeki halkı rahatsız etmeleri üzerine onları mağlp etmişti. Ancak Türkmenlere Horasan’da yerleşme izni vermesi Gazneliler Devleti için ilerde büyük bir tehlike teşkil etmiştir.
• Mahmud batı yönünde de devletini genişletmiş ve Irak’taki Büveyhiler’i mağlup ederek Irak-ı Acem’i kendi imparatorluk sınırları içine dâhil etmişti.
• Sultan Mahmud, 1030 yılına Gazne’de öldü. Sultan unvanını ilk olarak kullanan hükümdarın Mahmud olduğu rivayet edilmiştir. O çağdaşlarının nazarında asıl şöhretini Hindistan’da İslamiyeti yaymak ve birtakım meşhur mabetleri yağma ve tahrip ettirerek kazanmıştı.
• Sultan Mahmud’un ölümünden sonra tekrar taht mücadelesi başladı. Neticede Mesud, kardeşi Muhammed’i mağlup ettikten sonra onun gözlerine mil çektirerek hapsetti ve Gazne tahtına oturdu.
• Mesud iyi ve cesur bir asker olmasına rağmen, şiddete taraftar olması ve içki düşkünlüğü sebebiyle babası kadar başarılı değildi. Maiyyeti onun keyfi hareket ve avareliğinden şikâyetçi idi.
• Mesud babasının Hindistan’daki başarısını korumakta kararlıydı. Ancak Karahanlılar’dan Ali Tegin ve Selçuklu tehlikesi karşısında buraya babası kadar çok sefer tertipleyemedi. Yine de 1033’de bir sefer düzenleyerek Sarsuti veya Sarsava kalesini zapt etti. Daha sonra Selçuklu tehlikesinin artmasına rağmen, 1037–8 kışında Delhi yakınındaki Hansi kalesine yapılan bir seferi bizzat yönetmekte ısrar etti ve bu kaleyi de ele geçirdi.
• O, Hindistan’a yaptığı seferlerde başarı kazanmasına rağmen, Selçuklular karşısında büyük bir muvaffakiyet elde edemedi. Neticede Tuğrul Bey ile Dandankan’da karşılaştı ve üç gün süren bir savaştan sonra ağır ir mağlubiyete uğradı(1040).
• Mesud, Selçuklulara karşı koyamamak korkusu ile ailesini ve hazinelerini toplayarak Hindistan’a doğru çekildi. Ancak bu yolculuk sırasında bir ayaklanma sonucu öldürüldü ve kör kardeşi Muhammed ikinci kez tahta çıkarıldı(1041).
• Mesud’un oğlu Mevdûd babasının intikamcısı ve taht iddiacısı olarak ortaya çıktı ve mücadelesinde başarılı olarak Gazneliler Devleti’nin başına geçti(1041). Ancak Mevdûd da Gazneliler Devleti’nin duraklama devrinin kaderini etkileyecek meziyetlere sahip değildi.
• O gerek Hindlilerle gerek Selçuklularla mücadele etti ve Selçuklu istilasını geçici olarak durdurabildi. Mevdûd komşu devletlerle bir ittifak meydana getirerek Selçuklular üzerine yürüdüğü bir sırada öldü(1049).
• Mevdûd’dan sonra kısa sürelerle oğlu II. Mesud ve I. Mesud’un oğlu Ali tahta geçtiler.
• 1050 yılının başında Gazneliler tahtında Mahmud’un oğlu Abdürreşid’i görüyoruz.
• Fakat 1053 yılında Tuğrul adındaki bir Türk kumandan Abdürreşid dâhil on bir şehzadeyi öldürerek Gazneliler Devleti’nin başına geçti. Ancak onun hâkimiyeti de çok kısa sürmüş ve yine bir Türk kumandan tarafından öldürülmüştü.
• Daha sonra Gazneliler tahtına I. Mesud’un oğlu Ferruhzâd geçti. Sultan Ferruhzâd Selçuklular ile başarıyla mücadele etmiş ve 1059 yılında ölmüştür. Sikke üzerinde ve kaynaklarda ilk kez sultan unvanı görülen Gazneli hükümdarı o idi.
• Tahta geçen kardeşi İbrahim devrinin en önemli olayı uzun yıllardır devam eden Selçuklu-Gazneli mücadelesinin bir barışla sona erdirilmesi oldu(1059). Sultan İbrahim babasının ve dedesinin zamanındaki Gazneliler Devleti’nin parlaklığını yeniden sağlamaya çalışmış ve bu barış sırasında Selçuklu sultanları ile eşit şartlarda müzakereye girişmişti.
• İki devlet arasındaki bu barış aşağı yukarı yarım yüzyıl yürürlükte kaldı ve iki hanedan arasındaki evlilik münasebetleri ile bu barış daha da sağlamlaştırıldı.
• Sultan İbrahim Hindistan’da bazı kaleler zapt etmiş ve Gûrluların çağrısı üzerine Gûr bölgesini hâkimiyeti altına almıştı. Onun saltanatı kırk yıl sürmüş ve 1099’da ölmüştür.
• Sultan İbrahim’in yerine oğullarından III. Mesud geçti. Bu hükümdar devrinde daha çok Hindistan seferlerine ağırlık verilmişti.
• III. Mesud’un 1115 yılında ölümünden sonra, oğlu Şirzâd bir yıl kadar Gazneliler tahtında hüküm sürdü.
• Daha sonra III. Mesud’un öteki oğulları arasında taht mücadelesi başladı ve Gazneli Devleti’nin içişlerine Selçuklular karıştı. Şirzâd’dan sonra tahta Arslan-şah geçtiyse de, kardeşi Behrâm-şah Selçuklu ailesinden Horasan meliki olan Sencer’in yardımını sağlayarak Gazneliler tahtına sahip oldu(1117).
• Arslan-şah önce Hindistan’a çekilmiş, sonra Gazneliler tahtı için yeniden mücadeleye girişmişse de, bu uğurda hayatını kaybetmiştir(1118).
• Sultan Behrâm-şah Hindistan’da daha çok isyancılar ile uğraştı.
• 1134 yılında önceden ödemeyi kararlaştırdığı yıllık 250.000 dinar vergiyi göndermesi, Selçuklu sultanı Sencer’in Gazne üzerine yürümesine sebep oldu. Sultan Sencer Gazne’ye kadar ilerlemiş ve Hindistan’a kaçan Behrâm-şah’ı affederek yine Gazneli Devleti hükümdarı olarak bırakmıştı.(1136).
• Gittikçe kuvvetlenen Gûrlular, nihayet bir intikam vesilesi ile 1151 yılında Gazne şehrini yaktılar. Behrâm-şah yeniden Gazne’ye hâkim oldu ise de(1152), onun zamanı artık Gazneliler Devleti’nin çöküş içine girdiği bir devre idi.
• Behrâm-şah 1157’de öldü ve yerine oğlu Husrev-şah geçti.
• Sultan Sencer’in Oğuzlar tarafından esir edilmesinin yarattığı kargaşalık(1153–1157) ve Gazneliler’in bu Selçuklu Sultanı’nın yardımından mahrum kalması Gûrluların işine yaramış ve bundan faydalanarak hızla hâkimiyet sahalarını genişletmişlerdi.
• Neticede Husrev-şah Gazne’yi terk ederek Lahor şehrine yerleşti. Gazneliler bundan sonra Hindistan’daki toprakları üzerinde hüküm sürebildiler.
• Husrev-şah 1160’da öldü ve yerine oğlu Husrev Melik geçti. Nihayet Gûrlular bir hile ile onu esir ederek Gazneliler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://sanaldunya.forumtwilight.com
Admin
Admin
Admin
Admin


Erkek
Başak Mesaj Sayısı : 416
Yaş : 33
Nerden : Rize
İş/Hobiler : öğrenci
Lakap : SanalKral
Rep Puanı : 0
Rep Gücü : 56443
Kayıt tarihi : 22/02/09

Gazneliler Empty
MesajKonu: Geri: Gazneliler   Gazneliler I_icon_minitimeSalı Mart 17, 2009 4:50 pm

Devleti’ne son verdiler(1186–7).
• Gazneliler devri siyasi kudretin yanı sıra kültür bakımından da parlak geçmiştir.
• Sultan Mahmud ve oğlu Mesud kendi saraylarında devrin en büyük kabiliyetlerini toplamaya çalışmışlar, şairlere hürmet ve sevgi göstermişlerdi(Şehname yazarı Firdevsi gibi). Daha sonraki Sultan İbrahim ve halefleri devrinde de Gazneliler sarayının İran edebiyatının gelişmesine yardımcı olmuştu.
• Sultan İbrahim ayrıca her yıl kendisi bir Kur’an istinsah eder ve onu her yıl diğer hediyelerle Mekke’ye gönderirdi. Sultan Mesud da hattattı, güzel yazı yazardı.
• Tarih devri bakımından da Gazneliler devri parlak geçmiştir.
• Sultan Mahmud anı zamanda Ortaçağın en büyük ilmi simalarından olan Türk asıllı Ebu Reyhan el-Biruni(Beyruni)’yi de Hârezm’i işgal ettiği zaman(1017), Gazne’ye getirtmişti. Böylece Biruni Hindistan’a yapılan Gazneli seferlerine iştirak etme şansı buldu. Onun Hindistan’daki temasları, diğer inanç ve âdetler hakkındaki sınırsız entellektüel merakı, “Tahkik mâli’l-Hind” gibi büyük bir eser meydana getirmesine imkân vermişti. Bu Hinduların inanç ve âdetlerini tarafsız olarak tetkik eden ilk İslâmi eserdi. Bu eserde Hind din, ilim ve Hindistan coğrafyası hakkında çok geniş bilgi mevcuttur.
• Sultan Mahmud ve Mesud büyük inşaat faaliyetlerinde bulundularsa da bugüne onların eserlerinden çok azı kalmıştır. Mahmud halkın yararına çarşı, köprüler, su yolu kemerleri(Gazne’nin kuzeyindeki Bend-i Mahmudi gibi). Ayrıca Mahmud Gazne’de birçok cami yaptırmıştı.
• Gazneli sultanlar, imparatorluğun bütün büyük şehirlerinde kendilerine saraylar ve bahçeler yaptırmışlardı.
• Sultan Mesud büyük bir mimari kabiliyete sahip olup, Gazne’de yaptırdığı yeni bir sarayın planını çizmiş ve inşaatına nezaret etmişti. Yine o Gazne’de bir köprü yaptırmıştı.
• Fransız arkeologlar tarafından son yıllarda yapılan araştırmalarla Büst’teki Leşger-i Bazar’da ortaya çıkarılan büyük saray, Gazneli saraylarının bütün zenginlik ve ihtişamını ortaya çıkarmıştır.
• Ayrıca Sebüktegin ve Mahmud’un türbeleri bugüne kadar gelmiştir. Gazneliler’in Tûs valisi Arslan Cazib’in türbesi ise gelişmiş bir mimari göstermektedir.
• Gazneliler’in Türk ve İslam tarihindeki başlıca rolü, kuzey Hindistan fütuhatına yol açarak İslam dinine Pencab’da kuvvetli bir dayanak noktası elde etmesi ve daha sonraki Hindistan fetihlerine bu suretle sağlam bir zemin hazırlamış olmasıdır.
• Ayrıca Gazneliler Hind dünyası kültürü ile doğrudan doğruya temas kuranlar olarak tarihe geçmişlerdir.
• Yıllar sonra Pakistan Devleti’nin kurulmasında da birinci derecede etken olmuşlardır.
• Sultan Mahmud ve Mesud’un şahsiyetleri ise halkın zihinlerinde büyük müslüman ve halk kahramanları olarak yerleşmişti. Mahmud daha sonraki İran edebiyatında da meşhur bir şahıs, adalet ve insaf timsali bir hükümdar olarak yer almıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://sanaldunya.forumtwilight.com
 
Gazneliler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Gazneliler Devleti
» Gazneliler Sanatı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Bilgi Bankası :: Liseliler :: Tarih - Çağdaş Türk Dünya Tarihi-
Buraya geçin: