|
|
| Vietnam Savaşı | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Admin Admin
Mesaj Sayısı : 416 Yaş : 34 Nerden : Rize İş/Hobiler : öğrenci Lakap : SanalKral Rep Puanı : 0 Rep Gücü : 58383 Kayıt tarihi : 22/02/09
| Konu: Vietnam Savaşı Salı Mart 17, 2009 4:30 pm | |
| Vietnam Savaşı
Kuzey Vietnam’la ABDdesteğindeki Güney Vietnam arasında 1955’ten 1975’e kadar devam eden çarpışmalara verilen ad. Bir Fransız sömürgesi olan Vietnam’da Fransız idâresine karşı memnûniyetsizler giderek fazlalaştı.Kurulan Vietnam Ulusal Partisi Fransızların ülkeden kovulması için mücâdele başlattı. Başarısız biriayaklanma girişiminden sonra bu parti kapatıldı. Parti kapatılınca Vietnam Devrimci Gençlik Derneğiadıyla teşkilâtlanan komünistler bu mücâdeleyi devam ettirdiler. Fransa bâzı reformlar yapmaksûretiyle idâreye hakim olmak istediyse de, Ho ChiMinh tarafından Mayıs 1941’de kurulan VietnamBağımsızlık Cephesi 9 Mart 1945’te Fransız yanlısı Bao Dai’yi tahttan indirerek bağımsız bircumhûriyet kurdu. 2 Mart 1946’da Ho Chi Minh yeni devletin başkanı îlân edildi. Fransa ile VietnamKomünistleri arasında uzun mücâdeleler devâm etti. 20 Temmuz 1954’te toplanan MilletlerarasıCenevre Konferansında, Fransa ve Vietnam Bağımsızlık Cephesi (Vietminh) arasında ateşkesgörüşmeleri yapıldı. Konferansta 17. paralel sınır olmak üzere Vietnam’ın Kuzey ve Güney Vietnamadıyla ikiye ayrılması kararlaştırıldı. Vietnam Demokratik Cumhûriyeti(Kuzey Vietnam) veVietnamCumhûriyeti (Güney Vietnam) adıyla iki devlet kuruldu. Kuzey Vietnam Cumhurbaşkanlığına Ho Chi Minh getirildi. SSCB ve Çin yanlısı bir politika tâkip edenKuzey Vietnam’da yeni rejime karşı tepkiler başgösterdi. Komünist rejime karşı tepki gösterenkimselere baskı ve zulüm uygulandı. Bu insanlar Fransız kuvvetlerinin desteğiyle Güney Vietnam’agöçtüler. Fransızlar da Vietnam’ı terk ettiler. Ho Chi Minh’in uyguladığı reform programları dabaşarısızlıkla neticelendi. Ho Chi Minh eğiterek silâhlandırdığı Vietkong adlı gerilla teşkilâtı üyeleriniGüney Vietnam’a göndererek yıkıcı eylemler tertipletti. Güney Vietnam’da Devlet Başkanlığına seçilen Ngo Dinh Diem ülkede otoriter bir düzen kurmayayöneldi. Uyguladığı yanlış politikalar sebebiyle kısa sürede halkın desteğini kaybetti. Bu durumu fırsatbilen Vietkong gerillaları eylemlerini gittikçe yaygınlaştırdılar. Diem kendi otoritesini sağlamlaştırmak veKuzeyli Komünist gerillalara karşı mücâdele etmek için ABD’den askerî eleman ve araçlar aldı. 1960’taVietnam Millî Kurtuluş Cephesinin kuruluşu ve ülkedeki karışıklıkların artması üzerine, ABD idâresiVietnam’a daha çok askerî personel gönderme kararı aldı. 1962 senesinin sonunda ABD’li askerîdanışman sayısı 11.000’e ulaştı. ABD başkanı John F. Kennedy’in emriyle bu danışmanlar eğittikleribirliklerin yanında Vietnam gerillalarına ve diğer rejim muhâliflerine karşı savaşmaya başladılar. ABD gizli haber alma teşkilâtının perde arkasından yönlendirmesiyle Güney Vietnam’da karışıklıklar veDiem idâresine karşı iç ve dış muhâlefet gittikçe fazlalaştı. Nihâyet 1 Kasım 1963’te yapılan askerî birdarbe Ngo Dinh Diem’in devrilmesi ve öldürülmesiyle neticelendi. Darbeden sonra iç karışıklıklar veVietkong gerillalarının eylemleri daha da fazlalaştı. Birbiri ardınca gelen başarısız hükûmetler bubunalıma çâre bulamadılar. Güney Vietnam’daki askerî gücünü her gün biraz daha artıran ABD bukarışıklıklardan faydalandı. ABD Başkanı Lyndon B. Johnson, Ağustos 1964’te Kuzey Vietnam devriyebotlarının Tonkin Körfezinde seyreden bir ABD destroyerine ateş açtığı iddiasıyla ABD DenizKuvvetleri uçaklarına Kuzey Vietnamı bombalama emrini verdi. ABD’nin fiilen girdiği Vietnam Savaşı1965’ten sonra daha da hızlandı. ABD Denizden çıkarma yaparak Güney Vietnam ordusunun yanındasavaşa katıldı. ABD’nin askerî varlığı 1965 sonunda 185.000, 1966 sonunda 390.000, 1967 sonunda510.000, 1968’de 580.000’e Komünist Vietkong gerillalarıyla birlikte hareket eden Kuzey Vietnamordusunun mevcudu ise 1965’te 135.000, 1966’da 210.000, 1967’de 280.000, 1968’de 320.000’eulaştı. Güney Vietnamın 700.000 kişilik düzenli 200.000 kişilik milis kuvvetinden meydana gelen askerîgücü savaşın giderek şiddetlenmesini sağladı. B-52 ağır bombardıman uçaklarının da katılmasıyla1965’ten 1968 senesine kadar geçen üç yıllık müddet içinde Kuzey Vietnam’a 500.000 ton bombaatıldı. Üstün askerî güce ve modern silâh ve donanıma sâhip olan ABD ve Güney Vietnam orduları KuzeyVietnam’a karşı üstünlük sağlayamadılar. Kuzey Vietnam ve Vietkong birlikleri 30 Ocak 1968’de 36 ilmerkezine karşı saldırı başlattılar. Bu saldırılar karşısında ABD ordusu başarı sağlayamadığı gibiönemli ölçüde kayıplar verdi. Bu durum karşısında ABD kamuoyunda savaşa karşı tepkiler giderekfazlalaştı. Bir iç savaşa girilmesini protesto için yürüyüşler, gösteriler ve toplantılar yapıldı. Aydınlar,kilise, işadamları, gençler ve yetişkinler tertipledikleri programlarla savaşı onaylamadıklarını açıkçaîlân ettiler. Savaşta beklenen başarının elde edilememesi ve kamuoyunun savaş aleyhtarı tepkileri üzerinebaşkan Johnson 31 Mart 1968’de 20. paralelin kuzeyinin bombalanmasının durdurulacağını vebaşkanlık seçimlerine katılmayacağını bir televizyon konuşmasında açıkladı. Kuzey Vietnam’da askerîtırmanmayı durdurarak yumuşama eğilimini ortaya koydu. Ekim 1968’de başkan Johnson genelbombardımanı durdurma emrini verdi. ABD ile Kuzey Vietnam arasında barış görüşmelerinin Paris’tebaşlatılması husûsunda anlaşmaya varıldı. Güney Vietnam’daki askerî çatışmalar azaldığı gibi, KuzeyVietnamlıların güneye sızma hareketi de yavaşladı. ABD başkanlığına yeni seçilen Richard M. Nixonve Güney Vietnam Cumhurbaşkanı Nguyên Van Thieu Haziran 1969’da Midway Adasında bir arayagelerek ABD askerî birliklerinin bir kısmının Güney Vietnam’dan geri çekileceğini açıkladılar. GüneyVietnam ordusunun, savaşı kendi başına sürdürmesi görüşünü benimseyen yeni ABD yönetimi ABDaskerî gücünün giderek azaltılmasını kararlaştırdı. Kuzey Vietnam devlet başkanı Ho Chi Minh Eylül 1969’da ölünce üç günlük ateşkes îlân edildi.Paris’te devam eden barış görüşmelerinde önemli bir gelişme kaydedilemedi. Ancak Güney Vietnamhükümeti, Ulusal Kurtuluş Cephesi ve Kuzey Vietnam hükümetiyle doğrudan görüşmeyi kabul etti. Bugelişmeleri fırsat bilen ve kendi kamuoyundaki tepkileri susturmayı plânlayan ABD yönetimi askerîbirliklerini kademeli olarak Güney Vietnam’dan çekmeye devâm etti.1970 senesi ilkbaharında ABD ve Güney Vietnam birlikleri, Ho Chi Minh yollarındaki komünist üsleri vekamplarını yok etmek bahânesiyle Kamboçya’ya saldırdılar. Savaş bütün Güneydoğu Asya’ya sıçradı.Kuzey Vietnam kuvvetlerinin komünist eğilimli Lao ülkesiyle birlikte, ABD destekli Vientiane hükûmetbirliklerine karşı savaştığı Laos’un kuzey kesimleri ABD savaş uçakları tarafından bombalandı. Bu yeniharekâtlar da dünyâ ve ABD kamuoyunda tepkiyle karşılanınca, başkan Nixon 1971’de GüneyVietnam’dan bütün yabancı kuvvetlerin çekilmesini, ateşkes sağlanmasını ve esirlerin değiştirilmesiniteklif etti. Fakat netice alınamadı. 1972 senesi içinde ABD’nin bütün kara askerî gücü GüneyVietnam’dan çekildi. Fakat hava ve deniz kuvvetlerinin bâzı müdâhaleleri devam etti. ABD’nin tektaraflı olarak çekilmesini fırsat bilen Komünist Kuzey Vietnam (Vietnam Demokratik Cumhûriyeti) 30Mart 1972’de umûmî bir saldırı harekâtına girişti. Güney Vietnam birçok yer kaybetti. Bu saldırıya ABD hava kuvvetleri şiddetle karşılık verdi. Kuzey Vietnam şimdiye kadar görülmemiş bir biçimde bombalandı. Güney Vietnam Ordusu da zırhlı malzeme, tanksavarlar ve topçu malzemeleriyle kuvvetlendirildi. Kaybedilen yerlerin birçoğu geri alındı. Barış görüşmeleri de Temmuz 1972’de yeniden başladı. ABD’li arabulucu Henry Kissinger’in çalışmalarına rağmen taraflar arasındaki görüşmeler Aralık 1972 ortalarında kesildi. Hanoi ve diğer Kuzey Vietnam şehirleri Aralık 1972’de ABD hava kuvvetlerinin 11 günlük bombardımanına uğradı. Ocak 1973’te başlayan görüşmeler 27 Ocak 1973’te Geçici Devrim Hükûmeti, Kuzey Vietnam, Güney Vietnam ve ABD arasında bir ateşkes anlaşmasıyla neticelendi. Anlaşmaya göre Kuzey ve Güney Vietnam’da ateşkes yürürlüğe girecek, bütün ABD kuvvetleri çekilecek, üsler sökülecek, savaş esirleri serbest bırakılacak, ABD Güneye verdiği savaş malzemelerini artırmayacak, bölgede barışı milletlerarası bir kuvvet sağlayacak, Güney Vietnam’ın kendi geleceğini tâyin etme hakkı tanınacak,takviye edilmemek kaydıyla Kuzey Vietnam birlikleri Güney Vietnam’da kalabilecekti. Bu anlaşmaya Haziran 1973’te 14 maddelik ikinci bir anlaşma daha eklendi. Ateşkes anlaşmalarına rağmen çarpışmalar devam etti. ABD desteğinden mahrum kalan Güney Vietnam 1974’te savunamadığı uzak askerî mevzileri terk etmeye başladı. Ağustos 1974’te ABD Başkanı Nixon istifâ edince GüneyVietnam lideri Thieu desteksiz kaldı. Komünist Vietkong gerillaları Güney Vietnam’da birçok il merkezini ele geçirdiler. Ocak 1975’te Komünistler umûmî bir saldırı tehdidinde bulunarak Saigon’da üçlü bir hükûmet kurma isteğinde bulundular. Kısa sürede geniş saldırıya geçerek Güney Vietnam’ın orta kesimlerine kadar işgal ettiler. Güney Vietnam ordusu ağır ateş altında geri çekildi. Bâzı şehirleri birbiri ardınca boşaltıldı. Paniğe kapılan halk güneye doğru göç ettiler. İşgalci komünistler de ele geçirdikleri yerlerde baskı ve zulüm uyguladılar. Güney Vietnam’daki Amerikalılar da havadan ve denizden kaçarak ülkeyi terk ettiler. Thieu 21 Nisan’da istifâ ederek Tayvan’a sığındı. Güney Vietnam’da kalan idâreciler de 30 Nisanda kayıtsız şartsız olarak teslim oldular. Geçici bir askerî hükûmet kuruldu. Böylece Vietnam Savaşı fiilen sona erdi. 2 Temmuz 1976’da Vietnam Sosyalist Cumhûriyeti adıyla Kuzey ve Güney Vietnam tek devlet hâlinde birleşti. Hanoi başşehir oldu. Başta ABD olmak üzere SSCB ve Çin gibi çeşitli ülkelerin tahrik, teşvik ve destekleriyle ortaya çıkan ve kardeş kavgası olarak devam eden Vietnam Savaşı her iki tarafın da büyük kayıplar vermesine sebep oldu. Kuzey ve Güney Vietnam’da ölen, yaralanan ve evsiz kalan kimselerin sayısı yüz binleri buldu. Kırsal alanlar zehirlendi, ormanlar kimyâsal silâhlarla tahrip edildi, bombaların açtıkları büyük çukurlar ve patlamamış mayınlar ülkeyi bir harâbe görünümüne soktu. Sulama sistemleri ve şehirler yıkıldı. Tarım, ticâret ve sanâyi işlemez hâle geldi. Savaşın ABD’ye mâliyeti sâdece 200 milyar doları buldu. 55.000 Amerikalı, 200.000 Güney Vietnamlı öldü. Vietkong gerillaları ve Kuzey Vietnamlılardan ise 725.000 kişi öldü. Güney Vietnam’dan sonra Kamboçya ve Laos’un da komünistlerin idâresine girmesi Güneydoğu Asya’daki güç dengesini değiştirdi. Birleşik Vietnam bölgenin etkili bir gücü durumuna geldi.
Vietnam Savaşı
Eski Fransız kolonisi olan bir kısım Hindiçini topraklarındaki Vietnam, Vietminh isimli ihtilalcilerin Fransız kuvvetlerini Dien-Bien-Phu Kalesi'nde mağlup etmelerinden sonra toplanan 1954 Cenevre Konferansı ile, sonradan birleştirici seçimler yapılmak üzere, 17.nci enlem boyunca "Kuzey ve Güney" olarak ikiye bölünmüştü. Bu bölünme zamanla yerleşerek kuzeyde Vietnam Halk Cumhuriyeti (Başkent Hanoi) güneyde de Vietnam Cumhuriyeti (Başkent Saygon) şeklinde devam etti. Bu ikinci devletin bazı bölgelerinde, kuzeyle birleşme taraflısı komünist eğilimli (Vietkong) gerillaların başlattıkları bir iç savaş zamanla büyüdü ve ABD Güney Vietnam'a yardıma başlarken, Kuzey Vietnam da Vietkong'a yardım ediyordu. 1965'ten sonra ABD kuvvetleri gittikçe buradaki güçlerini ve faaliyetlerini artırıp, kuzeyden gelen müdahale karşısında bu topraklara karşı da askeri harekata girişti. Öte yandan, Rusya ve Çin de Kuzey Vietnam'ın ormanlık ve bataklık arazilerde yürüttüğü savaşlarda, iklimin ve muson yağmurlar gibi durumların sağladığı avantajlar büyük ölçüde idi ve bölgede çokbüyük (bir ara 500 binden fazla) ve iyi donatılmış askeribir güç bulunduran ABD ve ayrıca Güney Vietnam kuvvetleri, karşı tarafa ağır kayıplar verdirmelerine rağmen, kendileri da zaman zaman çok zor durumlarda kaldılar, bir çok ABD vatandaşı Vietnam Savaşı'na katılmamak için askere girmeyi reddetti (sayılarının 30 bin kadar olduğu açıklandı), ayrıca bir kısım askerler de tarafsız ülkelere (İsveç gibi) sığındılar. Öte yandan, kesin bir askeri galibiyete ulaşamayan ABD kuvvetleri, Vietkong'un kuzeyden gelen yardımı Kamboçya topraklarında "Ho Şi Minh Yolu" denen yoldan gizlice alması karşısında, bu ülke topraklarında şiddetli hava bombardımanı uygulamaktaydılar.
Savaşın uzaması ile dünya ve ABD komuoyundaki tepkiler üzerine taraflar Paris'te ateşkes görüşmelerine giriştiler ve Amerika'nın bir kısım kuvvetlerini çekmeye başlaması üzerine, 1973 başlarında Paris'te anlaşma imzalandı ve ateş kesilerek, Birleşmiş Milletler Kuvvetleri durumu denetleme görevi aldılar. Fakat buna rağmen, zaman zaman ve yer yer çatışmalar patlak vererek bir çok kişi ölmeye devam etmiştir. Nitekim Paris antlaşmasından sonra yaklaşık 100 bin kişinin daha hayatını kaybettiği bir çok kaynaklarca ileri sürülmektedir.
Vietnam'da çeşitli dönemlerde çarpışan ABD askerlerinin toplam sayısı 2,5 milyona yakındır. Bu savaşta ABD uçakları 850 bin ve helikopterleri ise 2 milyon kadar hücum yapmışlardır. Bu hücumlarda atılan bombalar toplamı 6 milyon ton kadardır. (İkinci Dünya Savaşı'nda ABD uçaklarının attığı bombaların üç katı)
ABD'nin İkinci Dünya Savaşı'nda yaptığı masraflar 288 milyar dolar kadardı. Vietnam Savaşı da 150 milyar dolara mal olmuştur. (Bu miktar savaş borçları faizleri, ölenlere tazminat ve yaralılara ödenen maluliyet paraları ile 300 milyar dolardır.) ABD 3700 kadar uçak ve 4800 kadar helikopter kaybetmiştir.
1975'te Komboçya'da yoğunlaşan gelişmelere paralel olarak Vietnam'da da benzeri bir durum ortaya çıkmış, komünist kuvvetler yoğun taarruzlara girişerek bir çok şehri süratle ele geçirmişler ve Nisan sonunda da Başkent Saygon'a girmişlerdir. Bu durumda mevcut hükümet teslim olarak reji yıkılmış ve 35 yıldır çeşitli biçimlerde süregelen Vietnam'daki savaşlar sona ermiştir. Daha sonra Kuzey ve Güney Vietnam tek devlet haline gelmiştir. | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 416 Yaş : 34 Nerden : Rize İş/Hobiler : öğrenci Lakap : SanalKral Rep Puanı : 0 Rep Gücü : 58383 Kayıt tarihi : 22/02/09
| Konu: Geri: Vietnam Savaşı Salı Mart 17, 2009 4:30 pm | |
| Vietnam'daki savaşlar tarihte rekor sayılacak savaşlardan biri olmuştur. Nitekim 1941'de işgalci Japonlara karşı ilk savaşlar başlamış ve 1945'de Japonların çekilmesinden sonra eski Fransız koloni idaresi yeniden kurulmuş, buna karşı bağımsızlık hareketleri başgöstermiş ve kuzeyden kurulan devlet ile Fransızlar arasındaki kanlı savaşlar Fransızların mağlubiyetiyle sonuçlanmış, 1954'de Cenevre Antlaşması'na rağmen durum tam düzelmeyerek 1961'de ABD'nin askeri müdahalesiyle son savaş dönemine girilmiştir.
Bu savaşlar 3,5 milyon kadar insan ölmüştür. Bu rakamdan daha yüksek sayıda da insan yaralanmıştır. ABD askerlerinden 56 bin kadarı ölmüş, 300 bin kadarı yaralanmış, ABD'nin masrafları ve kayıpları 150 milyar dolar kadar olmuştur. (Daha önceki savaşlarda da Fransa 92 bin kişi kadar ölü ve yaralı vermişti).
Vietnam Savaşı denen ve 1965'de başlayıp 1973 yılı başlarına kadar sekiz yıl devam eden, Amerika'nın Kuzey Vietnam'la mücadelesi, Amerikan tarihi bakımından olduğu kadar, savaş sonrası milletlerarası münasebetlerin gelişmesi açısından son derece enteresan ve mühim bir hadise teşkil eder.
Vietnam savaşı, bir süper-devlet'in, 17 milyonluk bir küçücük ülkede bataklığa nasıl saplandığının da bir hikayesidir. Bu, aynı zamanda, ağır tabiat şartlarından iyi yararlanan bir gerilla taktiğinin, en mükemmel konvansiyonel silahlar karşısındaki zaferinin de bir ifadesidir.
Nihayet, 1861-1865'den beri, yani son yüz yıl içerisinde ilk defa, Amerikan halkı, manasız ve amaçsız bulduğu bu savaş dolayısıyla federal hükümete karşı başkaldırmıştır. Amerika'nın Vietnam'a bulaşması birdenbire olmamış, yavaş yavaş gelişen bir politikanın neticesi olarak ortaya çıkmıştır.
1954 Temmuzundaki Cenevre anlaşmaları ile Laos, Kamboçya, Kuzey ve Güney Vietnam bağımsız devletler olmuşlardı. Yalnız, 17'nci enlemin kuzeyinde bulunan Kuzey Vietnam'da Ho Chi Minh liderliğinde bir komünist rejim bulunuyordu. Bu rejimin daha kuzeyinde ise Çin gibi bir komünist dev vardı. Onun da kuzeyinde, Sovyet Rusya gibi bir komünist süper-devlet bulunmaktaydı. Meseleye bu açıdan bakınca, Kuzey Vietnam Asya'daki büyük komünist blokun bir ileri ucu, bir ileri karakolu idi ve bu hali ile de bütün Hindiçini kıtası için muhtemel bir tehdit ve tehlike idi.
Bu sebeple Amerika, 1954'den sonra Vietnam'da ve genel olarak Hindiçini'de Fransa'nın yerine geçti ve Asya komünist bloku ile SEATO üyelerinin meydana getirdiği anti-komünist güney-doğu Asya arasında bir tampon teşkil eden Güney Vietnam ile yakından ilgilenmeye başladı.
Güney Vietnam'da 23 Ekim 1955'de yapılan bir referandumda İmparator Bao Dai düşürüldü ve Vietnam'ın başına Ngo Dinh Diem geçti. Koyu bir komünist aleyhtarı olan Diem'i Amerika hemen 26 Ekimde tanıdı ve Diem de ilk günden itibaren Amerika'ya dayanma yoluna gitti. Diem 8-10 Mayıs 1957'de Amerika'yı ziyaret etti ve yayınlanan ortak demeçte, Çin'in de adı zikredilerek, bölgede komünizmin yıkıcı faaliyetlerini gittikçe arttırmakta olduğuna dikkat çekildi.
Diğer taraftan, 1954 Cenevre anlaşmalarına göre, Kuzey ve Güney Vietnam seçimler yoluyla birleştirilecekti. Seçimler 1956 yılında yapılacaktı. O zamanki genel kanaat odur ki, eğer 1956 yılında seçimler yapılmış olsaydı, Ho Chi Minh Güney Vietnam'da da seçimleri kazanabilirdi. Bunu bildiği içindir ki, Güney Vietnam diktatörü, Katolik ve anti-komünist Diem bu seçimlere yanaşmadı. Amerika da Diem'i destekledi. Ho Chi Minh 1957 yılına kadar bekledi. Diem'in seçime yanaşmadığını görünce, Diem hükümetini devirmek için, Güney Vietnam'daki Viet Cong vasıtasıyla yoğun terörist faaliyetlerine ve gerilla mücadelelerine girişti.
Viet Cong'un Güney Vietnam'da yarattığı huzursuzluk o derece ciddi bir hal aldı ki, Başkan Eisenhower 4 Nisan 1959'da yaptığı bir konuşmada, 12 milyon nüfuslu Güney Vietnam'ın komünist kontrolü altına düşmesinin, 150 milyonluk bir bölgeyi tehlikeye sokacağını, Amerika için ve "hürriyet için" yıkıcı bir gelişmeyi başlatacağını, bundan dolayı Amerika'nın güvenliği ve milli menfaatleri için Güney Vietnam'a ekonomik ve askeri yardımın yapılması gerektiğini söylüyordu. Amerika'nın Vietnam'a bulaşması böyle başladı.
Başkan Eisenhower 1960 Kasımında görevden ayrıldığında ve Kennedy Başkanlık seçimlerini kazandığında, Amerika'nın Güney Vietnam'da 1000 "askeri danışman"ı bulunuyordu. Başkan Kennedy 22 Kasım 1963 günü öldürüldüğünde ise, bu danışmanların sayısı 17.000 olacaktır. Bu arada 70 danışman da öldürülmüştü. Amerika ilk kayıpları vermeye başlamıştı.
Amerika'nın yeni Başkanı John F. Kennedy 20 Ocak 1961'de görevine resmen başladığı zaman Viet Cong'un faaliyetleri ile Güney Vietnam'da durum daha da kötüleşmişti. Bu sebeple Kennedy, Başkan Yardımcısı Lyndon B. Johnson'ı, durumu yerinde incelemek üzere; 1961 Mayısında Güney Vietnam'a gönderdi. Johnson ve Diem arasında yapılan görüşmeler sonunda, 13 Mayıs 1961'de yayınlanan ortak bildiride, Güney Vietnam'da mevcut olan gerilla savaşı ve "Komünist İmparatorluğu'nun" "Hür Vietnam"a yaptığı baskı karşısında alınması gereken tedbirler 8 madde halinde belirtiliyordu ki, bu tedbirler arasında Amerika'nın askeri yardımı ile uzman yani danışman yardımı başta geliyordu.
Bu durum karşısında Kennedy iki baskı arasında kalmıştır. Askerlere göre Güney Vietnam'a Amerikan askeri gönderilmeliydi. Dışişleri Bakanlığı ise, bunun tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini ve Amerika'yı Vietnam'da Fransa'nın durumuna düşürebileceği görüşünü ileri sürdü. Başkan Kennedy bu iki görüşün arasında yer aldı ve Güney Vietnam'daki Amerikan askeri danışmanlarının sayısını arttırdı.
1963 Kasımında bir suikaste kurban gittiğinde, danışmanların sayısı 17.000'i bulmuştu. Fakat bu meseleye çare olmadı. Öte yandan, Güney Vietnam'da Diem'in diktatörlüğü her geçen gün halk için çekilmez hale gelmeye başlamıştı. Bu sebeple, siyasi reformlar yapabilecek bir idareyi işbaşına getirmek amacı ile ve Amerika'nın desteklediği bir darbe ile, Diem 1963 Aralık ayında iktidardan düşürüldü ve yerine General Duong Van Minh başkanlığında bir Askeri İhtilal Konseyi geçti.
Kennedy'nin öldürülmesinden sonra, Anayasa gereği, başkanlığa, Başkan Yardımcısı Johnson geçti. Johnson'la beraber Amerika'nın Vietnam politikası da yeni bir safhaya girdi. Daha doğrusu Amerika Vietnam savaşına fiilen bulaştı. Zira, 2 Ağustos 1964 günü Tonkin Körfezinde Amerikan donanmasına ait Maddox destroyeri Viet Minh (Kuzey Vietnam) gemilerinin saldırısına uğradı. 4 Ağustos günü bu saldırılar diğer Amerikan gemilerine de yöneldi.
Amerikan donanması bu saldırıları püskürtmekle ve iki Viet Minh gemisini batırmakla beraber, hukuken Viet Minh Amerika'ya saldırıda bulunmuş olmaktaydı. Bu sebeple, Başkan Johnson 5 Ağustos'ta Kongre'ye gönderdiği mesajda, komünizmin saldırılarına karşı Amerika'nın kararlılığını göstermesini ve bu saldırılara karşı koymada, asker kullanma da dahil; Başkana yetki verilmesini istedi. Kongre ise, 10 Ağustosta aldığı ortak kararında, Başkana, Amerikan silahlı kuvvetlerine karşı vuku bulacak her türlü saldırıyı defetmek ve Amerika'nın SEATO antlaşması çerçevesi içindeki taahhütlerini yerine getirmek için, Amerikan askerlerinin kullanılması da dahil, her türlü tedbiri alma yetkisini verdi. | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 416 Yaş : 34 Nerden : Rize İş/Hobiler : öğrenci Lakap : SanalKral Rep Puanı : 0 Rep Gücü : 58383 Kayıt tarihi : 22/02/09
| Konu: Geri: Vietnam Savaşı Salı Mart 17, 2009 4:31 pm | |
| Karar, Senato'da 2'ye karşı 88 ve Temsilciler Meclisinde de sıfıra karşı 416 oyla kabul edilmişti. Amerika'nın bu kararlılığı, Viet Minh'in cesaretini kıracağı yerde, güneydeki faaliyetlerini daha da arttırdı. Bunun üzerine Başkan Johnson Kuzey Vietnam'ı müzakere masasına oturtabilmek amacı ile 1965 Şubatından itibaren Kuzey Vietnam'ı bombalatmaya başladı. Maksat, Viet Minh gerillalarının gücünü kaynağında yok etmekti. Bu sebeple askeri hedefler bombardıman ediliyordu.
Bu bombardımanlar üç yıl sürecektir. Fakat bombardımanlar istenen neticeyi vermedi. Zira Ho Chi Minh, Amerika'nın havadan yaptığı baskıya, karada kendi baskısını arttırarak cevap verdi. Yani, Güney Vietnam'a sızmalar ve gerilla faaliyetleri büsbütün arttı. Bu ise Amerika'yı, Vietnam'ı Amerikan askeri ile savunmaya sevketti. 1965 Mayısında Güney Vietnam'a 80.000 asker gönderildi. Bu sayı giderek artacak ve 600 bine yaklaşacaktır. Vietnam'a asker gönderilmesi Amerika'nın kendi içinde büyük çalkantıya sebep oldu. Zira Amerikan askeri ölmeye başlayınca Amerikan kamu oyunda tepkiler artmaya başladı. Büyük şehirlerde ve bilhassa üniversitelerde Vietnam savaşına karşı protesto gösterilerine girişti.
Gençlik Vietnam savaşının ve orada ölme gereğinin sebebini anlayamıyordu. Vietnam savaşı, Amerikan kamu oyu için sebebi anlaşılamayan manasız ve amaçsız bir savaş haline gelmişti. O kadar ki, Amerikan Kongresi de Başkan Johnson'ın aleyhine bir tutum almaya ve Johnson'ın yanlış değerlendirme ile kendilerini yanılttığını söylemeye başladı. Amerika'nın Avrupalı müttefikleri de Amerika'nın Vietnam macerasını tasvip etmediler.
Batı ittifakı Vietnam'da bir prestij yarası alırken, öte yandan Amerika kendi müttefiklerine yeteri kadar danışmadan bir maceraya girmişti ki, bu maceranın sonu Batı Avrupa'yı da işin içine çekebilirdi. Bu konuda en fazla tepki gösteren de Fransa oldu. Halbuki Amerika'nın bu savaşı değerlendirmesindeki faktörler şöyle idi. Amerika Güney-Doğu Asya ile Pasifiği kendi milli menfaatlerinin ve güvenliğinin hayati bir bölgesi olarak telakki ediyordu.
II. Dünya Savaşında Japonya ile çatışmaya sürüklenmesinin sebebi de, Çin'i korumaktan ziyade, Japonya'nın güneye sarkıp Güney-Doğu Asya ve Pasifiği tehdit etmesiydi. Kuzey Vietnam'a da bu sefer Çin açısından bakıyor ve Kuzey Vietnam'ı Çin'in bir uzantısı olarak görüyordu. Bilhassa Çin'in 1959 da Tibet'i işgali ve 1962'de de Hindistan'a saldırması, 1964'de Çin'in kendi atom bombasını yapması ve nihayet 1965'de Savunma Bakanı Lin Piao'nun Güney-Doğu Asya'dan söz etmesi, Amerika'nın bu konudaki endişelerini arttıran gelişmeler olmuştur.
Bütün bunlardan başka, Vietnam'ın yüzlerce yıl Çin hakimiyeti altında yaşamış olmasını ve ayrıca, Çin Vietnam'a hakim olduğu takdirde, bölgede yaşayan geniş Çin azınlıklarını da harekete geçirebileceğini de unutmamak gerekir. Bununla beraber, Başkan Johnson, bir yandan Vietnam savaşında tırmanmaya giderken, öte yandan da, çeşitli kanallardan barış için teşebbüslerini de eksik etmedi. Bu teşebbüsler 1966-1967'de yoğunlaştı. Bu gelişmelerin neticesi olarak 1968 Mayısında Paris'te Kuzey Vietnam ve Amerika arasında barış görüşmeleri başladı ve görüşmeler biraz ilerleyince de, Başkan Johnson 31 Ekim 1968 tarihinden itibaren Vietnam'ın bombardımanını durdurdu.
Bu arada Johnson, 31 Mart 1968'de yaptığı bir konuşmada, Vietnam savaşı karşısında Amerikalıları birlik ve bütünlüğe davet etti ve bu birlik ve bütünlüğün korunması için, kendisinin 1968 Kasımındaki başkanlık seçimlerine adaylığını koymayacağını bildirdi.
1968 Kasımında yapılan Başkanlık seçimlerini Cumhuriyetçi Partiden Richard Nixon kazandı. Nixon, 20 Ocak 1969'da Başbakanlık görevine başladığında Vietnam'da 540.000 Amerikan askeri bulunuyordu ve 31.000 Amerikan askeri de Vietnam'da ölmüştü. Bu sebeple Nixon ve Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Vietnam politikasına yeni bir şekil verdiler. Buna göre, Amerika bir yandan Vietnam'daki askerini yavaş yavaş geriye çekerken, bir yandan Kuzey Vietnam'ın bombalanması daha da arttırılacaktı. Bunun da sebebi, Kuzey Vietnam'ı barışa zorlamaktı. Nitekim, Nixon idaresi bütün bunları yaparken Paris'te devam etmekte olan barış görüşmelerini de hızlandırmaya çalıştı.
Nixon, Amerika'yı Vietnam bataklığından çekip çıkarmaya kararlı idi. Bundan dolayı, 1969 Haziranında 25.000 Amerikan askerini Vietnam'dan çekti. 1971 yılı sonlarında geri çekilen asker sayısı 200.000'i bulacaktır. Bu arada da, Nixon, 1969 Temmuzunda Pasifik bölgesinde yaptığı bir gezi sırasında, 25 Temmuzda Guam adasında yaptığı basın toplantısında, Guam Doktrini veya Nixon Doktrini denen görüşlerini ortaya attı.
"İşbirliği yolu ile barış" (peace through partnership) prensibine dayanan bu görüşlere göre, Amerika bundan böyle dünyanın neresinde olursa olsun, Vietnam örneği savaşlara girmeyip müttefiklerine Amerikan askerini kullanarak değil, ekonomik ve askeri yardım suretiyle destek olacaktı.
Nixon Doktrini, bir bakıma, 1957 Ocak tarihli Eisenhower Doktrinin tersi oluyordu. Çünkü Eisenhower Doktrini Amerikan askerinin kullanılması esasına dayanmaktaydı. Paris'te sürmekte olan barış görüşmeleri ancak 1973 yılı başında bir neticeye ulaşabildi. Bunda, 1972 yılında Amerika'nın Çin'le münasebetlerini düzeltmesi ve ayrıca Sovyet Rusya ile Amerika arasında 1972 Mayısında SALT-İ antlaşmasının imzası büyük rol oynamıştır. Çünkü, Kuzey Vietnam'ın iki destekçisi olan, hem Sovyetlerin ve hem de Çin Halk Cumhuriyeti'nin, Amerika'nın Vietnam'da sıkışık bir durumda bulunduğu bir sırada, bu ülke ile münasebetlerini yumuşatması, Kuzey Vietnam için müspet bir gelişme değildi.
Ho Chi Minh, bir yalnızlık ihtimalinden endişe etti. Kaldı ki, Amerikan bombardımanlarının Kuzey Vietnam'da yaptığı tahribat da öyle kolay onarılacak cinsten değildi. Ülke gerçekten harap bir duruma girmişti. Bu faktörler, Ho Chi Minh'i savaşı sona erdirmeye sevketti. Amerika'ya 55.000 Amerikan askerinin ölümüne malolan Vietnam barışı Paris'te 27 Ocak 1973'de imzalandı.
Esas metni 23 maddeden ibaret olan bu barış ile, 1954 Cenevre anlaşmalarına dönülüyor, yani 17'nci enlem yine Kuzey ve Güney Vietnam arasında sınır oluyordu. Amerika altmış gün içinde Vietnam'daki bütün askerini ve malzemesini geri çekecek ve mevcut üslerini de tasfiye edecekti. Buna mukabil, Kuzey Vietnam da Güney Vietnam halkının kendi kaderini kendisinin tayin etmesine ve istediği siyasi rejime kendisinin karar vermesine müdahale etmeyecekti.
Kuzey ve Güney Vietnam'ın birleştirilmesi, kuvvet ve zor yoluyla değil, iki tarafın aralarında yapacakları müzakereler, karşılıklı anlaşma ve barış yoluyla gerçekleştirilecekti. Bundan başka, Kamboçya ve Laos'un tarafsızlığına ve bağımsızlığına taraflar tam saygı göstereceklerdi. Nihayet, Kuzey Vietnam ile Amerika arasında meydana gelen bu yeni münasebet düzeni dolayısıyla, savaş yaralarının sarılmasında ve kalkınmasında Amerika, Kuzey Vietnam'a yardım edecekti.
Amerika, bu barış ile nihayet yakasını Vietnam'dan kurtarmaya muvaffak olmuştu. Lakin Vietnam meselesi bu barış ile kapanmadı. Barış ancak 22 ay devam edebildi. Bu sürenin sonunda Güney Vietnam komünistlerin eline geçti. Amerika, Vietnam'dan çekildikten sonra, Güney Vietnam'ın yaklaşık 1 milyon kadar askeri, 1.600 uçağı ve 600 tankı vardı. Fakat, Viet Cong gerillalarının faaliyeti dolayısıyla, bu asker sabit mevkileri savunmakta idi. Saldırı gücü yoktu.
Diğer taraftan, Vietnam savaşının Amerikan kamu oyunda uyandırdığı tepki dolayısıyla, barıştan hemen sonra Amerikan Kongresi de Güney Vietnam'a yapılan yardımları, azaltmaya başladı. Askeri yardım 1 milyar Dolardan 700 milyona ve ekonomik yardım da 750 milyon Dolardan 425 milyona indirildi. Buna karşılık Güney Vietnam'daki askeri durum da iyi değildi.
Saygon rejimine karşı savaşan Vietnam Halk Ordusunun güneyde 200.000 askeri bulunuyordu. Viet Cong gerillalarının kuvveti de 100.000 civarında idi. Bütün bunlara bir de Saygon hükümeti içindeki suistimalleri ilave etmek gerekiyordu. Bu şartlardan yararlanan Kuzey Vietnam 1974 Aralık ayı başlarında Kamboçya'dan Mekong Nehri deltasından Güney Vietnam'a doğru saldırılara geçti. Bu saldırıları Kuzeyden ve diğer yerlerden de yapılan bir çok saldırılar takip etti. Bu saldırılar o kadar çabuk gelişti ki, Güney Vietnam başlıca birer birer komünistlerin eline geçmeye başladı. Güney Vietnam ordusu bu saldırılar karşısında çabucak çöktü.
En son 30 Nisan 1975'de başkent Saygon'un komünistlere teslim olması ile, bütün Vietnam, otuz yıllık bir mücadeleden sonra komünistlerin kontrolü altına girmiş oluyordu. Bu ise Güney-Doğu Asya bölgesindeki kuvvet münasebetlerinin yapısında mühim değişiklikler meydana getirerek yeni bir dönemi açacaktır.
Vietnam Savaşından Sonra
Kuzey Vietnam'ın Güneyi ele geçirmesi ve bu suretle, II. Dünya Savaşı'ndan sonra bölünmüş olan bu ülkeyi kendi kontrolu altında birleştirmiş olması, bir diğer bölünmüş ülkenin kuzeyi olan Kuzey Kore'yi de harekete geçirdi. Komünist Kuzey Kore'nin lideri Kim II Sung 1975 Nisanında Peking'i ziyaret ederek, Güney Kore'ye karşı girişeceği hareket için Çin'den destek istedi. Halbuki şimdi Çin'in güney-doğu Asya gelişmelerine bakışı çok farklı idi ve Çin'in değerlendirmelerinde Sovyet faktörü ağır basıyordu. Bu sebeple Çin, Kuzey Kore'nin girişmek istediği teşebbüsü desteklemeye yanaşmadı. Kaldı ki, Kuzey Kore'nin niyetini sezinleyen Birleşik Amerika, hemen ağırlığını Güney Kore'nin yanına koydu ve Güney Kore'ye herhangi bir saldırı halinde Amerika'nın her türlü yardımı yapacağını bildirdi.
Bu durum karşısında, Kim İİ Sung hevesinden vazgeçmek zorunda kaldı. Kuzey Vietnam'ın Güney Vietnam'ı işgali, güney-doğu Asya'nın diğer ülkelerinde büyük bir telaş ve korkuya sebep oldu ve tarafsızlık eğilimlerini kuvvetlendirdi. Bunun birinci sebebi, gerilla savaşı ve yıkıcı faaliyetlerde Kuzey Vietnam'ın gerçekten yetenekli olduğunun ortaya çıkması idi. İkincisi ise, Güney Vietnam'ın teslim olması çok miktarda Amerikan silah ve askeri malzemesinin komünistlerin eline geçmiş olmasıydı.
O zaman Amerikan Savunma Bakanlığının tahminlerine göre, 2 milyar Dolarlık Amerikan silahı komünistlerin eline geçmişti. Gerçekte, Vietnam'ın hemen yeni bir saldırıya geçecek hali yoktu. Fakat bölge ülkeleri, belirttiğimiz sebeplerden dolayı, korkuya kapıldılar.
1967'de kurulan ASEAN (Güney-Doğu Asya Devletleri Birliği- Association of South-East Asian Nations) üyelerinden Malaysia, Tayland ve Filipinler, hemen Çin'le diplomatik münasebetler kurdular. Vietnam'a karşı Çin'de bir denge unsuru arıyorlardı. Zira, biraz aşağıda açıklayacağımız üzere, Vietnam meselesi Sovyet Rusya ile Çin arasında daha 1975 Mayısından itibaren yeni bir mücadele konusu olduğu gibi, eski adı ile Kamboçya, fakat 1975'den itibaren yeni adı ile Kampuchea'nın Vietnam ile arası bozulacak ve Vietnam Sovyet Rusya'ya dayanma yoluna giderken, Kampuchea da güvenliğini Çin'in kanadının altında bulacaktır.
Diğer taraftan, Vietnam'ın tepkisini çekmemek için, Malaysia Güney-Doğu Asya'nın bir "tarafsızlık bölgesi" olmasını teklif ederken, Tayland ve Filipinler, ülkelerindeki Amerikan askerlerinin çekilmesini istediler. Bunun neticesi olarak, 24 Eylül 1975'de SEATO dağıtıldı. Bu ülkelerin içinde en fazla korkuya kapılanı, Laos ve Kamboçya'ya karadan ve Vietnam'a da denizden komşu olan Tayland idi. Hatta Tayland güney-doğu Asya'da kurulacak yeni bir gruplaşmaya Kamboçya, Laos ve Vietnam'ı da katmak gibi bazı tasarıların peşinde oldu ise de bu sırada Hanoi'nin meseleleri ve tasarıları bambaşka idi.
Mamafih 1975 yılı sonlarına doğru ortalık sakinleşmeye başlayınca güney-doğu Asya bölgesinin heyecanı da geçmeye başladı ve bu bölge ülkeleri yine güvenliklerini, Amerika'nın bölgeye olan alakasına bağlamaya başladılar. Çin yine bu ülkeler için bir dayanak unsuru olmaya devam etti. Zira, Vietnam'ın 1978 Aralık ayı sonundan itibaren Kampuchea'yı işgale başlaması, Çin ile bölge ülkeleri arasında dolaylı bir menfaat ortaklığı ortaya çıkardı.
Vietnam'ın Kampuchea'yı İşgali
Eski adı ile Kamboçya, yeni adı ile Kampuchea, 1954 Cenevre anlaşmaları ile bağımsız olmakla beraber, 1941-1970 arasında Prens Sihanouk'un idaresinde kalmış ve 1970 yılında da Mareşal Lon Nol'un yaptığı bir darbe ile Sihanouk iktidardan düşürülmüştür. Fakat Lon Nol'un diktatörlüğüne karşı, ordunun içinden de olmak üzere çeşitli çevrelerden muhalefet ortaya çıkmakla beraber, Kızıl Khmer'ler (Khmer Rouge) denen Komboçya komünistlerinin mücadelesi daha müessir olmuştur. Çünkü Kızıl Khmer'leri Kuzey Vietnam desteklemekteydi. | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 416 Yaş : 34 Nerden : Rize İş/Hobiler : öğrenci Lakap : SanalKral Rep Puanı : 0 Rep Gücü : 58383 Kayıt tarihi : 22/02/09
| Konu: Geri: Vietnam Savaşı Salı Mart 17, 2009 4:31 pm | |
| Yani, Kuzey Vietnam, Güney Vietnam'a karşı mücadele ederken Kamboçya'da da Kızıl Khmer'ler Lon Nol'rejimine karşı mücadele etmekte idiler. Fakat Kızıl Khmerlerin en büyük destekçisi Çin Halk Cumhuriyeti idi. Çin Kızıl Khmer'lere silah ve malzeme yardımı yaparken, Kuzey Vietnam da Vietnam Halk Ordusundan 30.000 kişilik bir kuvvetle Kızıl Khmer'lere yardım etmekteydi.
1973 Ocak ayında Kuzey Vietnam'ın Amerika ile barış yapması Kızıl Khmer'lerin hoşuna gitmese ise de; mücadelelerine devam ettiler ve 17 Nisan 1975'de başkent Phnom Penh'in Kızıl Khmerlerin eline geçmesi ile Kamboçya da komünistlerin kontrolü altına giriyor ve ülkenin yeni adı Kampuchea oluyordu. Çünkü Kamboçya Komünist Partisi 1973'de Kampuchen Komünist Partisi adını almıştı.
Kampuchea komünistlerinin 1975'te ülkeye hakim olmasından sonra, Kampuchea ile Vietnam'ın münasebetleri gittikçe bozularak 1977'den itibaren çatışmalara dönüşmeye başladı. Bu gelişmede iki sebep mühim rol oynamıştır. Birincisi, daha 1950'lerden itibaren Vietnam komünistlerinin Kamboçya komünist partisi üzerinde kurduğu hakimiyettir. Bu ise, Kamboçya komünistlerini, Kamboçyo'nın menfaatlerini bir tarafa bırakarak Vietnam Komünist Partisi'nin kendi çıkarlarına göre çizdiği çizgiye uyma zorunluluğunda bırakmıştır. Yani, bu işbirliği Kamboçya'nın değil, Kuzey Vietnam'ın menfaatlerine göre şekillenmiştir. Bu ise Kamboçya komünistlerini memnun etmemiştir. Burada ikinci faktör ortaya çıkmaktadır.
Vietnam'ın menfaatlerinin Kamboçya'nın menfaatlerinin üstünde tutulması Kamboçya komünistlerini memnun etmemiştir; çünkü, 17'inci yüzyıldan 19'uncu yüzyıla kadar, Kamboçya'daki Khmer Krallığı ile Vietnam Krallığı arasında daima rekabet ve mücadeleler olmuş ve bu sebepten de Khmer'lerin Vietnamlılara karşı bir sempatisi mevcut olmamıştır.
Khmerlerin Vietnamlılara karşı bu tarihi düşmanlığı iki ülke komünist partileri arasındaki münasebetleri de tesir altına almaktan geri kalmamıştır. Ayrıca Kuzey Vietnam, Güney Vietnam'a karşı yürüttüğü mücadele sırasında Kamboçya topraklarını da kullanmış, daha önce de belirttiğimiz gibi, buraya asker sokmuş ve 1975'den sonra da bu askerlerini Kamboçya topraklarından çekmediği için, bu sınır topraklarında Kampuchea ile Vietnam kuvvetleri arasında üç yıl sürecek bir çatışmalar dönemi başlamıştır.
Çatışmaların şiddetlenmesi 1977 Aralık ayının son günlerinde olmuştur. Vietnam bu çatışmalarda Kampuchea kuvvetlerine 8 bin kişilik bir kayıp verdirmiştir. Bu sebeple Vietnam 1978 Şubatında Kampuchea'ya çatışmaları durdurmayı, sınırın her iki tarafında 5 Km. genişliğinde askerden arınmış bölge tesisini ve birbirlerinin içişlerine karışmamayı öngören bir antlaşma yapmayı teklif etmiş ise de, bu tekiif Kampuchea tarafından reddedildiği gibi, Vietnam topraklarına Kampuchea saldırıları devam etti.
Bu sırada Çin'in sahneye girdiğini görmekteyiz. Çünkü Vietnam'ın Sovyet Rusya'ya kaymaya başlaması üzerine, Kampuchea da Çin'e yanaşmaya başladı. Çin başlangıçta Kampuchea'yı yatıştırarak bölgede yeni bir çatışmanın çıkmasını önlemek istedi. Çin'in baskısı üzerine Kampuchea 1978 Mayısında, Vietnam'a, çatışmaların durdurulmasını ve Vietnam'ın, Kampuchea'nın toprak bütünlüğü ile bağımsızlığına saygı göstermeyi taahhüt etmesini öngören bir anlaşma teklif etti. Bunu da Vietnam reddetti. Reddettiği gibi, Kampuchea'dan kaçan halkı eğiterek, Aralık 1978 başında Kamboçun Milli Selameti İçin Birleşik Cephe adı ile bir teşkilat kurdu.
Ayrıca Vietnam, Kampuchea sınırlarına 12 tümenlik yani 200.000 kişilik bir kuvvet yığmış bulunuyordu. Kampuchea ile Vietnam'ın münasebetleri bu şekilde kötüleşirken Çin-Vietnam münasebetleri de giderek bozulmakta idi. Vietnam Kampuchea sınırına asker yığarken Çin de Vietnam sınırına asker yığmaya başladı. Bu durum Vietnam'ı Sovyetler Birliğine daha çok yaklaştırdı ve 3 Kasım 1978'de Vietnam ile Sovyetler Birliği arasında bir Barış, Dostluk ve İşbirliği Antlaşması imzalandı.
Bu antlaşmanın 6'ncı maddesi ittifaka yakın bir hüküm taşımaktaydı. Çünkü bu maddeye göre, taraflardan biri saldırı veya saldırı tehdidi ile karşılaşırsa, taraflar gerekli tedbirleri almak amacı ile, derhal birbirlerine danışacaklardı. Bu suretle Vietnam, Çin'in karşısına Sovyetleri çıkarmak suretiyle dengeyi sağlıyor ve arkasından emin bir duruma geliyordu.
Vietnam, 27 Aralık 1978 günü, tanklarla ve zırhlı araçlarla desteklenen 120.000 kişilik bir kuvvetle Kampuchea'ya karşı saldırıya geçti. 1975'ten beri ülkeyi, diktatörlüğün ötesinde, tam bir zulüm ve işkence ile idare eden Pol Pot rejimi Vietnam'ın saldırısına fazla dayanamadı.
7 Ocak 1979 günü başkent Phnom Penh Vietnam kuvvetleri tarafından işgal edildi ve Pol Pot da yanına aldığı bir kısım kuvvetle Tayland sınırı yakınlarındaki dağlık ve ormanlık bölgelere kaçtı. Pol Pot'un komutasındaki 30 bin kadar Khmer Rouge (Kızıl Khmer) kuvveti, bundan sonra gerilla muharebelerine başlayacaktır ki, Tayland ve Çin Pol Pot'u destekleyeceklerdir. Başkent Phnom Penh'in düştüğünün ertesi günü, 8 Ocak 1979 da, Pol Pot'un muhaliflerinden Heng Samrin, kendi başkanlığında bir Kampuchea Halk İhtilal Konseyi kurdu ve Kampuchea Halk Cumhuriyeti'nin de kuruluşunu ilan etti. Bununla beraber, Vietnam'ın Kampuchea'yı istila ve işgali dünyada o kadar tepki uyandırdı ki, Sovyetlerin bütün çabalarına rağmen, Kampuchea'yı Birleşmiş Milletlerde Heng Samrin değil, Pol Pot rejimi temsil etmeye devam etti. | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 416 Yaş : 34 Nerden : Rize İş/Hobiler : öğrenci Lakap : SanalKral Rep Puanı : 0 Rep Gücü : 58383 Kayıt tarihi : 22/02/09
| Konu: Geri: Vietnam Savaşı Salı Mart 17, 2009 4:32 pm | |
| Çin'in Vietnam'a Saldırısı
Vietnam'ın Kampuchea'yı işgali, Çin-Vietnam münasebetlerinde bardağı taşıran damla oldu. Vietnam'ın 1978 Kasımında Sovyetlerle ittifaka yakın bir antlaşma imzalaması ve arkasından da Kampuchea'yı işgali, Çin'i son derece sinirlendirdi. Çünkü Vietnam şimdi bütün güney-doğu Asya'ya hakim olma yolundaydı. Şu halde, Çin'e göre, meydanın boş olmadığını ve Sovyetlere dayanmanın da pek işe yaramayacağını Vietnam'a göstermek gerekliydi. Yani Vietnam'a bir "ders" verilmeliydi.
Çin 17 Şubat 1979 günü 100 bin kişilik bir kuvvetle Vietnam sınırlarından içeri girmeye başladı. Kuzey Vietnam'da bir kısım toprakları işgal ettikten sonra, bu askeri harekatla tasarlanan amacın gerçekleşmiş olduğunu bildirerek 16 Martta kuvvetlerini geri çekti. Çin'in Vietnam'a yaptığı saldırının Vietnam üzerinde çok fazla müessir olduğu söylenemez. Belki Vietnam'a bir Çin faktörünün varlığını gösterdi, lakin Vietnam'ın politikasında mühim değişiklik meydana getirmedi. Aksine, Vietnam'ın dış politikası, Çin'e rağmen iki istikamette gelişme gösterdi. Bunlardan biri, Vietnam ile Sovyetler Birliği arasındaki münasebetlerin daha da sıkılaşmasıdır.
Çin-Vietnam savaşı sırasında, bir tanesi füze taşıyıcısı olmak üzere, 14 Sovyet savaş gemisi Vietnam'ın Cam Ranh körfezine geldi. 1979 Mayısında da bir Sovyet denizaltısı yine aynı körfeze geldi ki, ilk defa bu sularda bir Sovyet denizaltısı görünmekteydi.
Vietnam, Sovyetlere bu kıyılarda resmen herhangi bir deniz üssü vermemekle beraber, Sovyet savaş gemileri bilhassa Danang deniz üssünün kolaylıklarından yararlanmaya başlamışlardı. Vietnam-Sovyet münasebetlerinin gelişmesi bu kadarla da kalmadı. Vietnam ekonomik bakımdan da her geçen gün Sovyetlere dayanmak zorunda kaldı. Daha önce de belirttiğimiz gibi; Vietnam savaşı 1975'de sona erdiği zaman, bilhassa Kuzey Vietnam bir harabe halinde idi.
Savaşın yıkıntılarını tamir etmek ve ülkenin kalkınmasını hızlandırabilmek için Sovyetlerden yardım aldı. Kampuchea'nın işgali ise, Vietnam'a yeni ekonomik dertler çıkardı. Çünkü üç yıldır iktidarı elinde tutan Pol Pot ve rejimi, ülkede tam bir zulüm idaresi tatbik etti. Bu zulüm bilhassa aydınlara yönelmişti. Bir çok aydın öldürüldüğü gibi, bir çoğu da kırsal alanlarda çok güç şartlarda çalışmaya zorlanmıştı. Daktilo, televizyon, otomobil gibi medeni vasıtalar, yozlaşmış bir hayatın unsurları olarak yasaklanmıştı.
Kısacası, Vietnam'ın Kampuchea'ya saldırısı ne kadar gayri insani ve medeniyetten uzak bir hareket olmuş ise, Pol Pot rejimi de o kadar gayri insani ve gayri medeni idi. dolayısıyla, Vietnam Kampuchea'yı tam bir perişanlık içinde buldu. Yeni lider, Vietnam'ın kuklası Heng Samrin ve Vietnam, Kampuchea'nın ekonomik problemlerinin çözümü için de sırtını Sovyet Rusya'ya dayamak zorunda kaldı.
Bütün bu sıkıntılara rağmen, Vietnam Hindiçini bölgesindeki yayılma ve genişlemesini arttırmaktan da geri kalmadı. Dış politikasındaki ikinci mühim gelişme buydu. Bu gelişme de iki istikamette oldu. Laos'ta da bir komünist rejim olmakla ve bu rejim de Sovyet Rusya'ya dayanmakla beraber, Laos'un içinde de mevcut rejime karşı bir hareket başlamıştı. Bu sebeple Vietnam, 1979 yılında Laos'a 50.000 kişilik bir kuvvet sevketmiş bulunuyordu. Yani Laos da Vietnam'ın kontrolü altına girmişti.
Mamafih, 1980 Eylülünde Laos'un Champassak eyaletinde Laos Halkının Milli Kurtuluş Birleşik Cephesi kurulmuş ise de, bu kuruluş kuvvetli ve müessir bir organizasyon olamamıştır. Diğer taraftan Vietnam Pol Pot'un Tayland'dan ve Tayland vasıtasıyla Çin'den devamlı yardım alması sebebiyle, 1979 yılından itibaren Tayland üzerindeki baskısını arttırdı. Zira, Tayland, 1975 Vietnam şokunu atlattıktan ve bilhassa Vietnam'ın Kampuchea'yı işgalinden sonra, üç istikamette faaliyette bulundu. Birincisi, Pol Pot'un Kızıl Khmerlerine yardım ettiği gibi, Çin'den gelen yardımları da Kızıl Khmer'lere geçirdi. İkincisi, Çin'le olan münasebetlerini geliştirdi. Üçüncüsü ASEAN ülkeleri Tayland'ı destekledikleri gibi, aynı zamanda Amerika ile de tekrar eski münasebetlere dönme zaruretini hissettiler.
Bilhassa Amerika Tayland'a askeri yardımını arttırdı. Zira Tayland'ın Kızıl Khmer'lere yardım etmesi Vietnam'ı büsbütün sinirlendirdi. Bu sebeple, Vietnam Tayland sınırlarına asker yığdığı gibi, bilhassa 1980 yılında Tayland sınırlarından içeri girmeye başlamıştı.
Vietnam'ın amacı, Kızıl Khmer'leri Kampuchea topraklarından tamamen sürmek ve aynı zamanda da Tayland'daki rejimi devirmekti. Kampuchea'daki Heng Samrin rejimi, ülkeye Vietnam tarafından yani dışardan zorla kabul ettirilmiş bir rejim olduğu için Birleşmiş Milletler tarafından tanınmadığı gibi, gerek Batılılar ve gerek ASEAN ülkeleri, Heng Samrin rejimine karşı mücadele eden grupları ve kuruluşları biraraya getirip birleştirmek suretiyle güçlü bir mücadele yaratmaya çalışmışlardır.
Bunlar, Pol Pot'un liderliğindeki Kızıl Khmer'ler, Son Sann liderliğindeki Khmer Halkının Milli Kurtuluş Cephesi ve Prens Sihanouk taraftarlarıdır. Lakin bugüne kadar Heng Samrin rejimine ve Vietnam'a meydan okuyacak kadar güçlü bir kuvvetin ortaya çıktığı söylenemez. | |
| | | | Vietnam Savaşı | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|